Medeniyet Dediğin Tek Dişi Kalmış Canavarların
Maske Savaşları, Tıbbi Yardımlar, Sağlık Turizmi ve Biz
Dün kendilerinden olmayana yaşam hakkı tanımayan, masum bebeklerin üzerlerine bombalar yağdıran, mazlum insanların sahip oldukları kaynaklara el olmak için insanlık dışı her türlü muameleyi yapan, sömürgecilikte yarışan güya dünyanın en güçlü en zengin en medeni ülkeleri bugün Corona virüsü ile mücadelede etmeye çalışırken, maske dezenfektan ve koruyucu kıyafetler için birbirleriyle savaşmaya başladı.
Birbirlerinin maskelerine el koyan hatta çalan, daha fazla para ödeyip almaya çalışan, rüşvet teklif eden, hiçbir etik kural tanımayan bu devletlerin skandallarına her geçen gün yenileri eklenmeye başladı.
Dünya değişti...
Birbirlerine yaşam hakkı tanımamaya başladılar...
O dillerinden düşmeyen “İnsan Hakları” rafa kalktı...
Yaşlılar ölüme terk edildi, toplu mezarlar kazıldı, çöp poşetleri koruyucu tulum, ceset torbaları en değerli ürün oldu.
Sınıfta kaldılar,
Bu sınavı vermediler...
Bizi gördüklerinde “Aaa Siz Türk müsünüz?” dedikleri,çalıştırmak için ek pasaport ücreti aldıkları,denklik diplomaları aradıkları,eşit haklar tanımadıkları,vize kuyruklarında beklettikleri ürünlerimize 5. Sınıf bize 3. sınıf insan muamelesi yaptıkları barbar dedikleri, kendi tarihlerine bakmadan soykırım yapmakla suçladıkları biz TÜRK’ler ise dünyaya insanlık dersi veriyor, tıbbi malzeme gönderiyoruz.
Mevlana’nın, ‘Ümitsizliğin ardından nice ümitler var. Karanlığın ardından nice güneşler var’ sözü ile umut aşılıyor, TSK ait uçaklarla sevkiyat yapıyoruz.
Biz ülke olarak yıllardır sağlık ve sağlık turizmine yatırım yapıyoruz, bunun olumlu sonuçlarını ise içerisinde bulunduğumuz bu zor günlerde alıyoruz.
Bir yandan Corona Virüsü krizini yönetme sürecindeki başarımız diğer yandan yardımlarımız ülkemiz için çok doğru zamanda çok doğru bir şekilde yapılan olumlu imaj ve tanıtım kampanyasına dönüyor.
Pazarlamanın, tanıtımın, iletişim, imajın, itibar kazanmanın, markalaşmanın aslında her şeyin temeli insana ve insan ihtiyaçlarına odaklıdır. İnsanlar ölümle pençeleşirken yaşatmak için uzattığın bir el bütün ön yargıları kırar, hafızalara kazınır gönüllerde yer eder. Unutulmaz…
Hastanelerimiz, sağlık çalışanlarımız, sanayimiz, ulaşımımız, insan kaynağımız, bilgi becerilerimizle güçlüyüz mesajı veriyoruz.
Benim Gönlüm istiyor ki;
Bunu biraz daha ileri götürelim,
Ürünlerin üzerine ülkemizin adı/bayrağı/logosu koyalım, son kullanıcılara da ulaşalım, daha çok ses getirmesini sağlayalım. Daha çok üretelim satalım.
Sağlık Turizminin hedefleri gerçekleştirelim, hatta katlanarak arttıralım.
Ülkemizi Sağlık, Tarih, Kültür, Deniz ve Din Turizminin merkezi haline getirelim..
Yeni Marka Şehirlerin de bizim şehirlerimizden olmasını sağlayalım…
Gelin birlikte başaralım…