Sabah eğildim, oğlumu öpüp uyandıracaktım, acı bir feryatla dondum kaldım, gözlerimden süzülen yaş oğlumun yanaklarına düştü...
Bir annenin feryadı, bir annenin çığlıkları bir annenin çaresizliği, bir annenin ölümü... Oğlu gitmişti, gencecik yaşında, hayatının baharında gözünün nuru, candan öte canı toprak olmuştu, ateş yüreğine düşmüştü...Şehit ateşi Samsun'a düştü diyordu haberlerde oysa, anne feryat ediyordu...
"Sesini de duymayacak mıyım oğul? Erdal’ım yok. Erdal’ımın sesini duyamayacağım artık. 'Anne ne yapıyorsun?' diye sormayacak Erdal’ım. Arabanı süslemişler de getirmişler. Seni götürecekler. Bir daha seni göremeyeceğim. Gelin arabası gibi süslemişler arabanı oğlum"
Çocukların ahı kimsede kalmaz, bu dünyada da öteki dünyada da çıkar, sizden de çıkar çocuklarınızdan da çıkar ve eğer bir çocuğun bir annenin ahını alır canını yakarsanız canınız yanar...