Türkiye'de işe alım mantığı; "TEKTİPLEŞTiRME"...

Oğuz Kaan Mavice, Türkiye'de işe alım mantığı; "TEKTİPLEŞTiRME" yazısında; "can alıcı nokta, hala iş kültüründe, yapılan iş ile insan ilişkilerinin iki ayrı özgün varlık olduğunun algılanamamasına değinmiş ve bu durumun insanı tektipleştireceğinden bahsetmiş. "Kapalı toplum normlarında işin ve iş ortamının duygusal bir boyutu olduğuna iman edildiğini ve toplu üretim bireyler üretildiğini" belirtmiş.

Oğuz Kaan Mavice'ye katılıyor, ekliyor ve konuyu derinleştiriyorum.

İşe alım süreçlerinde ve devamında, insanları tektipleştiriyoruz ve iş ilişkileri ile özel ilişkileri karıştırıyoruz. İş ortamında yapılan herşey "iş-sel" dir, "kişi-sel" değildir. Fakat bizim toplumumuzda, kişi-sel olarak algılanmaktadır. İş ile ilgili dile getirilen süreçler, düzenleyici ve önleyici faaliyetler, kişiler tarafından direk kişiliğine yönelik olarak algılanmakta hatta kişiliğine saldırı kabul edilmekte, savunma ve/veya karşı atağa geçilmektedir. Bu durumlarda sorunlar farklı algılanmakta, çözülememekte, iş yapış şekilleri değişmemekte, tek düze devam etmekte, çalışanlar aynı çemberin içerisinde dönüp durmaktadır. Profesyonellik yakalanamamakta ve düşünce yapısı değişmemektedir. Gerçek anlamda Profesyonelliğin ve gerçek anlamda kurumsallığın yakalanamaması sonucunda, başarısızlık kaçınılmaz olmaktadır. İş yapış şekilleri farklı olan, profesyonel düşünen çalışanlardan, diğerleri gibi davranılması istenmekte, sorunların dile getirilmesi ve çözülmesi yerine, ilişkiler ile üzeri örtülerek "yok" gibi davranılmasına neden olunmaktadır. Oysa iş ortamında uyum ve başarı; ancak tüm çalışanların, şirketin kültürünü, vizyonunu, hedef ve stratejilerini iyi anlaması, olaylara "iş-sel" olarak bakması ve çözüm odaklı yaklaşımlar ile mümkün olmaktadır.

Yönetici kademesinde bulunan çalışanların, kendine ve yaptığı işe güvenen, farklı düşünen, gelişime ve yeniliklere açık, kendini geliştiren, yaptığı iş ile ilgili yenilikleri takip eden ve yenileyen, kendini, personelini ve çalıştığı kurumu ileri taşıyan, elindeki imkanlarla en iyisini yapan, sonuç odaklı, İşin ve görevinin hızını kendi belirleyen, süreçleri bir üst kademe değil kendi yöneten çalışanlardan oluşması gerekmektedir. Süreçleri yönetemeyip, olayları kişi-sel algılayıp, tavır göstererek iş yapmak mümkün değildir. Bu nedenle, çalışanların iş ortamında her şeyin "iş-sel" olduğunu kavramış bireylerden oluşması gerekmektedir. Bu durumda çalışanlar arasında;

"İş-uyumu" ve "kişi/özel ilişki" uyumu birbirine karıştırılmayacaktır. Farklı bakış açıları, farklı fikirler ve öneriler gündeme gelecek, sorunlar dile getirilebilecek, tartışılabilecek, "İŞ-SEL UYUM" yani "İŞ- UYUMU" sağlanılacak ve başarı kendiliğinden gelecektir.

"İŞ-UYUMU" sağlanması için, kriterlerle uyanlarla çalışılmalıdır. Profesyonelliğin; iş kriterleri, mesleki değerleri vardır, hedefleri, iş hedefleri vardır, koşulları vardır, kar-zarar dengesi vardır . Bu doğrultuda, çalışanlar eğitilmeli, yol gösterilmeli ve iş kriterleri benimsetilmeli, uyum sağlamayan, kriterleri yakalayamayan çalışanlar ile de yollar ayrılmalıdır.

 

Aksi takdirde, günümüzde en en önemli kaynak olan insan; iş yapma kültür ve becerileri, farklı iş yapış şekilleri, profesyonellik ve kurumsallık sistem dışına itilerek yok edilecek, kısır döngü devam edecek ve başarısızlık kaçınılmaz olacaktır.

Hülya Çakıcı Hacıoğlu

Kalemim mutlu, kalemim umutlu, gözlerim buğulu, gözlerim ışıltılı, kalbim mutluluk dolu... İçimde vefaya, güzele, iyiliğe, dostluğa karşı ümitler...

Yeni Normal Dönemde Pazarlama, İletişim ve Sosyal Marka
hulyahacioglu@hulyahacioglu.com.tr



2024 © Hülya Çakıcı Hacıoğlu