Yeni Normal Dönemde Pazarlama, İletişim ve Sosyal Marka

İnsanlık fiziki ve sanalın bir arada olduğu dünyada kendini yeniden konumlandırıyor, geçmişin değerleriyle geleceğin teknolojisini birleştiren yeni bir tüketici kitlesi doğuyor, pazarlar yeniden şekilleniyor, stratejiler ve iletişim dili değişiyor. Markanın da yeniden tanımlanması gerekiyor.  

Geçmişle geleceği birleştiren, beklentileri bakış açıları değişen, “ben değil biz diyen” yeni bir tüketici kitlesi oluştu.

Covid-19’un hayatımıza girmesi ile birlikte; zamanı geriye sardık unuttuğumuz kaybetmeye başladığımız değerlerimizi hatırladık bu arada da zamanı ileri sardık geleceğin teknolojileri ile tanıştık ve bu süreçten geçmişle geleceği birleştiren, beklentileri bakış açıları değişen, “ben değil biz diyen” yeni bir insan yeni bir tüketici olarak çıktık.

Bu yeni tüketici kitlesi kendini dünyayı çevreyi doğayı daha çok önemsiyor,  sağlık ve hijyene daha çok önem veriyor, doğal sağlıklı ve hijyejik ürünlere yöneliyor  sağlıklı beslenmeye özen gösteriyor,  kendini güvende hissetmek ve sevdiklerine daha çok zaman ayırmak istiyor, daha çok spor yapıyor, bir taraftan on-line alışveriş yapıyor sanal bankacılık kullanıyor dijital dünyayı benimsiyor diğer taraftan fiziksel mağazalardan da vazgeçmiyor iletişimin insani boyutunu da kullanıyor off-line yaşamaya devam ediyor ve tedbirli davranıyor. Sosyal sorumlulukları üzerinde her zamankinden daha fazla hissediyor, Yardımlaşma, dayanışma, iyilik ve fayda  diyor,  hassaslaşıyor  ve hassasiyetlerine aynı ölçüde hassasiyetle karşılık verilmesini bekliyor.

 

Biraz  daha açarsak, yeni tüketici Maskow’un ihtiyaçlar hiyerarşisinin en tepesine 1970’li yıllarda eklenen ancak üzerinde durulmayan “üstünlük” seviyesinde ihtiyaçlarının karşılanmasını bekliyor. Nedir bu seviye, insanın tam olarak kendini gerçekleştirmesi ve gerçek mutluluğu yakalaması,  başkalarına yardım etmesi başlarının da mutlu olması, yardımlaşma dayanışma ve kaynakların paylaşması ile mümkün oluyor.

İnsanı  daha iyi anlamak, iyilik fayda oluşturmak, ortak çalışma ile başarı ve değer yaratarak var olan kaynakları paylaşarak başkalarına ve tüm yaşama hizmet ederek    her bireyi güçlü toplumlar oluşturmak ve insan ihtiyaçlarının daha iyi karşılandığı bir noktaya gelmek olarak tanımlayabiliriz.

Bu çerçevede bakarsak ve özetlersek;  Tüketici ihtiyaçlarının artık ‘ÜSTÜNLÜK’ seviyesinde karşılanmasını bekliyor.

 

Bu arada yeni tüketici kitlesi oluşurken, pazarlar, oyuncular ürün ve hizmetler de değişiyor stratejiler yeniden belirleniyor. Pazarlama Dünyasında bu değişen pazarlara göre stratejilerine değinmeden önce değişen ve değişmekte olan pazara ve bizi nelerin beklediğine de kısaca bir bakalım istiyorum .

 

YENİ NORMAL DÖNEM olarak adlandığımız bir dönemin içerisindeyiz. Pandemi ile başlayan sürecin bir süre  daha devam etmesini bekliyorum ancak değişim bir kez başladı ve artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Neler değişecek neler olabilir dersek;

 

üSüreçten Olumlu ve veya olumsuz etkilenen sektörler olacaktır. Firmalar sektör/ ürün kaymalarına yönelecek ve günün ihtiyaçlarına göre yeniden yapılanacaktır.

üÜlkelerdeki  içe kapanma nedeniyle  uluslar arası temel ihtiyaçların dolaşımda düşüş olacaktır.

üTarım daha önemli hale gelecektir ki bir bu konuda şanslı ülkelerden biriyiz.

üTatil, gezme, iş amacıyla yapılacak seyahatler azalacaktır. Bu durumda pek çok sektörü etkileyebileceği gibi turizm, ulaşım ki özellikle havacılık, petrol vb sektörler daha çok etkilenecektir.

üGlobal firmalar üretim yerlerinde değişiklik/çeşitlilik yapmayı düşünecekler, alternatif üretim merkezleri arayışına gireceklerdir. Bu konuda çalışmalara başlayarak ülkemize yatırımcı çekebiliriz.

üDevletler ve firmalar iş yapış modellerinde  ve önceliklerinde değişime gitmek zorunda kalacaklar. AR-GE yatırımlarına ağırlık verecekler, kendi hammaddelerini üretmek isteyeceklerdir ülkemiz açısından yeni fırsat olacaktır.

üSağlık Sektörüne ağırlık verilecek ve bir değişime gidilecektir. Biz ülke olarak süreci başarılı olarak yönettik, sağlığa ve sağlık sektörüne yaptığımız yatırımların karşılığını aldık bundan sonraki dönemde de sağlık turizminde hedeflerimiz gerçekleştirebilir hatta arttırabiliriz. Yine sağlık sektöründe ve/veya sağlık açısından kullanılan ürünlerin sektöründe talep artışı olmaya devam edecektir.

üBu dönemde başlayan ve devam edecek diğer bir değişim de ‘Liderlik’ anlayışında olacaktır. Krizi yönetebilen ve yönetemeyen liderlerin ayırımı tam olarak yapılmıştır ve kavram yeniden tanımlanmaya başlamıştır. 

üEkonomik dengelerdeki  inişli çıkışlı  dönemlerin  devem edecek olması nedeniyle, arz talep arasında yaşanan dengesizlik, istihdam değişimleri ve Pazarlarda  DARALMA/AÇILMA dönemleri olacaktır.

 

Buraya kadar konuştuklarımızı şöyle bir toparlayacak olursak, bugün geldiğimiz noktada artık “insan” var, tüketici merkeze kendini/insanı koydu. Markaları da buna doğru yönlendiriyor.

Peki tüm bunlar olurken Markalar ve/veya Pazarlama Dünyası ne yapacak diye bakacak olursak

Yeni pazarlama stratejileri belirleyecek ve bu doğrultuda ilerleyecek diyebiliriz. Ben bu stratejileri 5 ana madde altında toparlıyorum. 

İnsan Merkezli Pazarlama, İnovasyon odaklı pazarlama,  Sektör/Ürün Kaymaları ve Uyumlamaları,  Yeni İş ve İş Yapış Modelleri,  Glokalleşme ve Dijitalleşme olarak tanımlıyorum.  

Bira daha açacak olursak, Değişen Pazarlama dünyasında artık 4P, 4C kavramları rafa kalmaya başladı  yerini  1 H (Human) yani “İNSAN’a ”  bıraktı ve  İnsan Merkezli Pazarlama oldu.

Diğer taraftan sözde değil özde inovasyonun ne kadar önemli olduğunu yine bu süreçte anladık, iş yapış süreçlerimizi gözden geçirmenin ve dijitalleşmeye hızla devam etmenin zamanı geldi.
Benim tüm iş hayatım boyunca çok önemsediğim hem özel hayatımda hem iş hayatımda kullandığım ve başarılı iş sonuçları elde ettiğim “Glokalleşme” kavramı da her geçen gün daha önemli hale geliyor. Glokalleşme global düşünerek lokal çözümler sunmak, global bir ürünü lokal özelliklere uyumlayarak sunmak demektir. Ben bunu SU gibi olmak olarak tanımlıyorum. Su bulunduğu her yere uyumlanır ama doğası ve özü hiç değişmez. Dünyada her zaman doğaya ve/veya bulunduğu yere uyum sağlayanlar hayatta kalır ve başarılı olur.
Su gibi her daim yenilen, uyum göster ama özün aynı kalsın der Sufi’ler. Pazarlama da aynı böyledir. Yenilenmek, glokalleşmek günün koşullarına göre uyumlanmak gerekir.


Dünya değişiyor, insan değişiyor artık pazarlama kuralları ve iletişimin dili değişiyor şeffaf güven verici ve fayda odaklı oluyor.
Tüm bunlara bağlı olarak da markanın tanımı da değişiyor. Az önce belirttiğim gibi; İnsan artık kendini merkeze koydu ve ‘üstünlük’ seviyesinde hizmet bekliyor bunun için de Markaların ‘Sosyal Marka’ olması gerekiyor.

Bu arada Soysal Marka Olmak tanımını   ilk kez ben kullanıyor ve şöyle açıklıyorum;

İşine odaklanan krizi fırsatçılıkla karıştırmayan, tüketiciyi anlayan, yanında olan, değişen alışkanlıklara dinamiklere dönemlere hızla uyum sağlayan,  hayatı kolaylaştıran,
Kaliteden taviz vermeyen, Hijyene dikkat eden
Sahip olduğu gücünü iyilik için de kullanan
Çalışanını koruyan, sağlığına önem veren
İnsanı merkeze alan, doğaya çevreye ve tüm dünyaya önem veren
Yardımlaşma ve dayanışmaya destek veren
Güven uyandıran empati, duyarlılık ile yaklaşan, İnsanları güvende hissettirerek doğru ve şeffaf bilgilendirme yapan,
Sürdürülebilir ekonomi, sosyal inovasyon, topluma katkı ve değer yaratan
İstihdamı şekillendirebilen

Dijitalleşme çalışmalarını hızlandıran
İş birliği içerisinde olduğu diğer markalara katkı sağlayan

Sosyal Sorumluluk alan, Sosyal inovasyon, topluma katkı ve değer yaratan, faydalı çözümler sunan
Kısaca İnsana topluma ve dünyaya ‘’ BÜTÜNCÜL FAYDA’’ sağlayan markalar...

Bugün, Sosyal Marka Olmak; Olumlu bir güç haline gelmede, marka itibarını inşa etme,  koruma ve devam ettirmede, çalışanlar müşteriler tedarikçiler tüm paydaşlar için sadakati arttıracak, bağlılık getirecek birincil koşul oldu.
Tüm markaları kendileri, insanlık, doğa, daha yaşanabilir ve sürdürülebilir bir dünya için, daha güzel bir gelecek için Sosyal Marka Olmaya davet ediyorum.

 

Hülya Çakıcı Hacıoğlu

Kalemim mutlu, kalemim umutlu, gözlerim buğulu, gözlerim ışıltılı, kalbim mutluluk dolu... İçimde vefaya, güzele, iyiliğe, dostluğa karşı ümitler...

Yeni Normal Dönemde Pazarlama, İletişim ve Sosyal Marka
hulyahacioglu@hulyahacioglu.com.tr



2024 © Hülya Çakıcı Hacıoğlu