Asılı kaldı hayaller gondollarda, çocuk cıvıltıları, pırıl pırıl düşler gözlerimde… Suskun şehrin göbeğinde, pamuk şeker, kağıt helva tatlandırırdı dillerimi… Çarpışan arabalar, luna park, atlı karınca çocukluk aklım… Neşeler taşardı portakal çiçeklerinde, güller açardı yakar toplarda… Kalbimi bağlardı dönme dolaplar… Yükselirdim gökyüzüne sevgimi alırdım en parlak yıldızlara… Aya ulaşırdı hayallerim, rugan kırmızı pabuçlarım, şıkır şıkır bayramlıklarım…
İğde kokulu bahçemizde elimden tutan babam… İlk bisikletim, pencerede kalan gözlerim… Geceler, seni beklerken okyanusa dönerdi, manolyalar yasemenler açardı, yaşamak senin gelmenle yeniden başlardı… Yudumlarken çayını karanlıklar dağılırdı, gözlerine bakar, saatlerce öyle kalırdım…
Bir gün uçtum yuvadan… Çakmak çakmak gözlerinde inci tanesi yaşları ilk o zaman gördüm, ürkektin korkuyordun…
Bir yaz akşamıydı…
Sen yalnızlık balkonunda bizi beklerken, akşamlar kayıp gidiyordu bilinmez şehirlerde… Hatıralar gömülürken meçhule, dünya hızla değişiyordu, biz değişiyorduk… Büyüyorduk, anne baba oluyor, seni daha iyi anlıyorduk…
Umut yıldızım, gönül çiçeğim, sevdalım… Tendeki canım, damardaki kanım, gözlerimdeki benim, gönlümdeki tahtım; babam… Kulağıma fısıldadığın, öğütler, özgür martılar, barışçıl güvercinler… Başımız dik alnımız açık, buruk tatlı nağmeler… Merhamet yağmurları, sevgi tomurcukları ile uzanan ellerini haydi uzat tekrar, bak ben bıraktığın gibiyim…
Candaşım, umut yıldızım; babam…
Dönme dolaplar haydi uçurun tekrar uçurun, yükselelim gökyüzüne dokunalım sevgilerimi yüklediğim çocukluk anılarıma… Kim bilir belki bir gün, bir gün yolumuz düşer o yıllara… Bir bardak süt, bir tadımlık horoz şekeri ikramı olur sıcacık yuvamın, babamın…
Tüm babaların ve baba adaylarının Babalar Günü’nü kutlar, Ramazan ayının bereketinin üzerimizde olmasını dilerim.