Ne muhteşem duygu bir bedende nur olabilmek... benden biz olabilmek...

Nice Yıllar HaberHayat...Nisan 2017/ Sayı 49 Kalpten Kalbe Yol Vardır. HaberHayat-Mart 2017/Sayı 48 Yer olan, sel olan, lâl olan, cân olan Sevgililere. HaberHayat-Şubat 2017/Sayı 47 Sevgi Ağaçlarınız hep gür olsun. HaberHayat-Ocak 2017/Sayı 46 Değnekten atınız hiç eksik olmasın.. HaberHayat-Aralık 2016/Sayı 45 Haydi kendimize dönelim, insanlığımızı bulmaya gidelim. Daha geç olmadan.- HaberHayat-Kasım 2016/Sayı 44 Ümitlerim var dünden bugüne, Ümitlerim var bugünden yarına-HaberHayat-Ağustos 2016/Sayı 41 Yarın Hakk’ın divanına varınca, Süleyman’dan alır hakkın karınca-HaberHayat-Haziran 2016/Sayı 39 Bırakın Yaşayalım, Bırakın Yaşatalım-HaberHayat-Mart 2016/Sayı 36 Gelin bu gün '’BEN’’i kaybedelim-HaberHayat-Kasım 2015/Sayı 32 Edanur'un anısına-HaberHayat-Mart 2015/Sayı 24 HaberHayat-Şubat 2014-Sayı 11 Aile İçi Şiddet nedeniyle hayatını kaybeden Seyran'ın anısına-HaberHayat-Eylül 2013/Sayı 6 Haberde Hayat, Hayatta Haber Var-HaberHayat-Temmuz 2013-Sayı4 Sanki hala yollarda beni beklermiş, bir varmış, bir yokmuş.-HaberHayat-Mayıs 2013/Sayı 2 Öğrenilmiş Çaresizlik Duygusu-Cam Tavan Sendromu. HaberHayat-Ekim 2016/Sayı 43 Cebrail’in ellerinde cennetten gelen armağan-HaberHayat-Eylül 2016/Sayı 42- HaberHayat 5. Yıl, nice yıllara. HaberHayat-Nisan 2017/Sayı 49 Mayıs bizim için,Çerkesler için hüzün ayıdır. Karadeniz en çok bize karadır-HaberHayat-Mayıs 2016/Sayı 38 Ölümsüz olmak ebediyete kadar adının yaşaması-HaberHayat-Nisan2016/Sayı 37 Kırılan umutlarımız, boğazımızda kalan mutluluklarımız,yarım kalan sevgilerimiz-HaberHayat-Şubat 2016-Sayı 35 Sardunyalara karşı tarifsiz çile dolduran geride kalmış yıllar-HaberHayat-Ocak 2016/Sayı 34 Ne ara canavarlaştınız siz böyle? -HaberHayat-Aralık 2015/Sayı 33 ''İnsanı düzelttim dünyada kendiliğinden düzeldi.'' - HaberHayat-Ekim 2015/Sayı 31 Bir fidan soldu, soğumamış bir ten, bir gülümseme dudaklarında göğsünde kahpe kurşun-HaberHayat-Eylül 2015/Sayı 30 Küllerinden yeniden doğan Zümrüdü Anka Kuşu alımlı çalımlı gösterişli haşmetli kuş-HaberHayat-Ağustos 2015/Sayı 29 Bir şey ancak onun değeri bilenin yanında kıymetlidir-HaberHayat-Temmuz 2015/Sayı 28 Bu hikaye; Mayıs Sürgününün sessiz çığlığının hikâyesidir-HaberHayat-Mayıs 2015/Sayı 26 Kutlayacak özel günlerimiz, buluşacak bayramlarımız var-HaberHayat-Nisan 2015/Sayı 25 Çağlar boyu nice aşklar yaşanır, gönülden gönüle akar dilden dile anlatılır-HaberHayat-Şubat 2015/Sayı 23 Harikalar diyarındaydı adeta-HaberHayat-Ocak 2015/Sayı 22 Hayatımızda bazı dönüm noktaları vardır-Borsan Grup-HaberHayat-Aralık 2014/Sayı 21 Hayatlar yaktığın meşaleyle aydınlansın-HaberHayat-Kasım 2014/Sayı 20 Alim kimdir?Bildiğini Bilen...Ya arif kimdir? Bilmediğini bilen-HaberHayat-Ekim 2014/Sayı 19 Hiç düşündünüz mü hayatımızdaki cam kırıklarını bir araya getirebilir misiniz?-HaberHayat-Eylül 2014/Sayı 18 Candaşım, umut yıldızım; babam-HaberHayat-Haziran 2017/Sayı 27 Nerede insan hakları…Kim önleyecek insanlık adına işlenen suçları?-HaberHayat-Ağustos 2014/Sayı 17 Sevap istersen öldür yalanı, Cennet istersen incitme canı-HaberHayat- Temmuz 2014/Sayı 16 Baban Giderse-HaberHayat-Haziran2014/Sayı 15 Anne; ne sihirli ne gizemli ne çok anlam yüklüsün-HaberHayat-Mayıs 2014/Sayı 14 Nerede Sevgi varsa, orada Başarı ve Zenginlik de vardır!-HaberHayat-Nisan2014/Sayı 13 Her kadın ayrı bir dünya ayrı bir hayat her hali güzel her hali özel-HaberHayat-Mart 2014/Sayı 12 Moringa beşiklerde uyutulan umutlar,hayaller,sevgiler-HaberHayat-Ocak 2014/Sayı 10 Hayır! Çünkü onlar birlikte hareket etmezler-HaberHayat-Aralık 2013/Sayı 9 Kimsesiz zamanların yalnızlığında aydınlık diyarların masalsı görüntülerinde-HaberHayat-Kasım 2013/Sayı 8 Tüm Göz Bebeklerine-HaberHayat Ekim 2013/Sayı 7 Şeker gibi bayramlar desem “nerede o eski bayramlar “ diyeceksiniz-HaberHayat Ağustos 2013/Sayı 5 Güç, güven,cesaret ve yaratıcılık-HaberHayat-Haziran 2013/Sayı 3 ilk Merhaba-HaberHayat Nisan 2013/Sayı 1

Bir güvercin havalanıyor Mısır semalarında Nil serinliğinde; bir tozak düşürüyor çığlık çığlığa;

Heyhat!  Züleyha umutsuzluğu süzülen göz bulutlarımdan geçiyor usul usul

Yusuf yalnızlığı dolaşıyor Araf çıkmazında,

Gül yaprakları seriyor, gül kokuları yoluyorum teker teker…

Umudun umutsuzluğa döndüğü Kafdağı’nın ardındaki Zümrüdü Anka kuşunun kanatlarındaki buruk ürkek mahzun duygular çırpınıyor öbek öbek…

Kelebekler kanat çırpıyor bitimsiz nümayiş içinde, oysa çok kısa…

Vav soluklanması gibi bir arzu doluyor kalbimin taaa tepesinde Everest, Ilgaz yüksekliğinde…

Bir kanat çırpımı bir esre kadardı arzular…

Kısacık ahir zaman ömürlüydü…

Oysa Bakara Suresi itikadıyla dolaşmakta duygular bahtiyar ve bedbaht arası gel gitler…  

Bir med cezir sosyal iktisadi ahlaki duruşlar beyhude…

Hindistan’da Adem, Cidde’de Havva pişmanlıkları, Nasuhi tövbeler yüzyıl sürecek…

Rabbi selam gönderecek affı mağfiret edecek, affa uğradı cennetten atılan, ilk insan insanlığın atası duyguları içinde yerden kesilmiş bulutlar üzerinde beyhude dolaşan düşünceler taşıyan kalp;  anlatamıyorum, dilim dönmüyor lal oldu yıllar… Uzun uzun yıllar… Ömürlere yaslanan dayanan yıllar…

Elim Lam Mim dönüyor yine tüm düşünceler ne çok anlam ifade ediyorsunuz,  

Araf çıkmazında Yusuf yalnızlığında Ey kutsi hitaplar… Ey kudreti kadri Yüce Yaratıcı…

Bir kuyu ki dipsiz Yusuf çırpınışlarında ahu vah eden geride kalan kırık kalpli Yakup Baba duası arayışında… Züleyha yanılgısı mıydı yoksa ay güneş tutulması mıydı? Kalp çarpıntısı mıydı silik soluk gülüşler… Mateme uyan martılar neden dönüp duruyorsunuz başımızın üstünde… Yusuf kuyudan, Yusuf zindandan çıkmadı mı? Yusuf Mısır’ın sultanı olmadı mı? Yakup Babanın gözleri açılmadı mı?  Neden bunca çaba, bunca hercü mer …

Bir Beslemelik saltanatı olan şeytan neden bunca’ yanı başında… Git bırak Besmeleler

çekiliyor… Ardından Fatihalar Ayet El Kürsüler okunuyor. Bir Kevser Suresi

kadar süren tatlı hayaller ve umutlar ah umutlar terü taze misiniz hala… Milat öncesinden beri…

Heyhat zulümler, zalimler, ölümler, katliamlar kol geziyor Nemrut ölmedi mi? İbrahim putları kırmadı mı? Ateşler İbrahim’e içerisinde nazlı nazlı pınarlar süzülen nazenin çiçek bahçesi olmadı mı? Neden bunca kahır elem keder? Neden?

Bir sevda ki Mısır’ı sarsan bir sevda masalı gönülden taşan çağlar aşan…

Bir sevda ki karşılığı olmayan, bir inanç bir haya bir edep ki duyulmamış…

Ey Şemsi, Ey Mevlana bir aşk uğruna ilahi aşk uğruna terekeden…

Kuş misali yerinde yeller esen Tebrizli Şems, Mevlana senin gönül aynanda bilgeliği mi görmüştü, sultanlığa mı vurulmuştu?  Bilgeliğini, engin hoşgörüsünü bitmez tükenmez sevgi dolu yüreğini görmüş aşık olmuştu. Neyse aradığı onu bulmuştu. Zamanın gözlerinde yıldız yıldız haleli ay evinde, gittin ansızın. Yer gök ağladı, Çobanyıldızı fısıldadı usul usul o şurada dedi sol yanını işaret ederek… Ormangülü ağaçları, ateş ağaçları, morsalkım ağaçları, gökkuşağı okaliptüsleri katıldılar mateme rengarenk gözyaşlarıyla boncuk boncuk… Melek meşesi ağacı hıçkırdı bir yudum o nerede?

O şimdi kim bilir kiminle? Koton ağacı salladı dallarını hak verircesine arkadaşlarına…

“Kehkeşanlara kaçarak mı özleteceksin” kendini diyordu Ulu Bilge güller sen diye açmıyorsa neyleyeyim gülleri, yeller sen diye esmiyorsa neyleyeyim yelleri, git yokluğunda buldum seni gelme istemem artık…

Beden bakımından uzağız ama

Cansız bedensiz ikimiz de bir nuruz

İster onu gör ister beni

Ey arayan kişi! Ben oyum o da ben…

Ne muhteşem duygu bir bedende nur olabilmek, bir bedende tek ruh olabilmek benden biz olabilmek… Olabildiler mi? Biz olabildiniz mi? Olabildik mi biz?

Yalanına hırkasını veren, sadakate ana duasına resul hırkası alan ulu faniler…

Yanacaksa yansın, kanacaksa kansın aşkın narına koruna… Ne önemi var…

Beklenmedik bir anda çalacak gizemli misafir kapımızı. Her son erkendi denecek. Daha gün görmemişti. Çocuklarını, evini bağını bahçesini, özenle biriktirdiği gözünden sakındığı kat kat kilitli yerlerde kasalarda sakladığı, takmaya kıyamadığı nadide mücevherleri, kirlenmesin diye hemen havalandırıp astığı pembe bluzu, hele o geçen yaz aldığı çok şık, bir o kadar havalı pahalı dış giyimi, daha tadilat yaptırtacaktı. Ya yeni ayakkabıları, rugan çantası,  tatil planı da vardı. Şimdi ise geldi çattı veda vakti. Öpebilecek miyim çok kıymetlilerimi, gözümden sakındığım yavrularımı, kardeşlerimi veda edebilecek miyim bilinmez…

Zamansız zamanların ruhu örselenmiş eskimiş yıpranmıştı. Süzgün gözlerinden pıtır pıtır gözyaşları dökülüyordu. Belki nedamet, belki sevinç belki de hüzün girift iç içe duygular eskiyen zamanların taze duyguları, nerelerdesiniz beyaz atlı prensler atlara binip giden güzel insanlar, iyi insanlar ne çabuk gidiyorsunuz, benim için mi böyle, başkaları için de böyle…

Hülya Çakıcı Hacıoğlu

Kalemim mutlu, kalemim umutlu, gözlerim buğulu, gözlerim ışıltılı, kalbim mutluluk dolu... İçimde vefaya, güzele, iyiliğe, dostluğa karşı ümitler...

Yeni Normal Dönemde Pazarlama, İletişim ve Sosyal Marka
hulyahacioglu@hulyahacioglu.com.tr



2024 © Hülya Çakıcı Hacıoğlu